21 Ocak 2014 Salı

büyüdüm..

“büyüyünce babamla evlenicem!” diyen küçük kız çocuklarındandım ben de..
Kulaga cok sıradan geliyor değil mi?
ve, evet, cok sıradan..
cok masum..

ve, evet;
babam, ben henüz 10 yasımdayken evden uzaklaşmaya başlayıp,
ben 12 yaşımdayken, benden sadece dokuz yas büyük bir başka kadınla,
başta annemi belki,
ama özünde benim çocuk ruhumu aldatana kadar da, o kadar masumdu..

16 Ocak 2014 Perşembe

zaman..

zaman diye bir sey hem var, hem yok aslında..
ve hayat hem kısa, hem uzun..
ve yarın..
belki var, belki de yok..
kimbilir..

yaşarken, butun hayatımızın en buyuk acısı sanıyoruz ya başettiklerimizi 
ve “zaman bir geçse!” diyoruz ya, “ah! Bir geçse..!”
işte, tam da o an, tam da aynı yerde belki;
bir başkası butun hayatının en büyük mutluluğunu yaşadığını varsayıyorken, 
ve belki de hakikaten öyle iken, 
o an “zaman dursa!” diye mutluluk çığlıkları ile şükrediyor evrene..
oysa, yelkovan aynı hızla adımlıyor akrebe hep..
ve zaman;  sana, bana, ona hep farklı işliyor..
ama hep içimize işliyor.. 

10 Ocak 2014 Cuma

Güven – me!

“Babana bile güvenmeyeceksin bu hayatta” düsturuyla yetişip,
babana bile güvenemeyeceğini sahiden öğrenmiş olsan da,
ve "kimseye güvenmiyorum zaten" diye oyalarken kendini hala,
tüm bu orta yaş beylenmelerinin arasında,
aslında herkese ve hala güvendiğini farkediyor insan..
yine ve hala ve her seferinde..

güvenmeden yaşayamazsın sanıyorsun çünkü..
ve yasayamazsın da aslında..

9 Aralık 2013 Pazartesi

düş..

ıssız bi adaya düşsem istiyorum..
ama öyle paldır küldür değil, tüy iner gibi..

ya da,
ağaçtaki son kurumuş yaprağın, soğuk bir kış sabahı hüzünle düşüşü gibi..

düşsem..

"düş" sem..




6 Aralık 2013 Cuma

salt ve sade..

Bir 'adam'ın tipi, kariyeri, parası ile değil; benim için ne yaptığı, ne yapmaya hazır ve gönüllü olduğu, ben hiçbiryerlere sığamazken, beni hem kolunun altına, hem de yüreğine sığdırmaya ne kadar meyilli olduğu ile ilgileniyorum daha ziyade, ki gerisinin aslında ne kadar gelip geçici ve değersiz olduğunu öğrenecek kadar büyüdüm.. 

yine de, 
hani o gözünden de öte, yüreğinin gördüğü gibi olmuyor ya bazen, 
işte o fena..
hani, her ne sebeple olursa olsun, 
samimiyetini, 
güvenini, 
dahası inancını yitirince fena..

29 Kasım 2013 Cuma

non serviam!

içimde bir yerlerde,
bir kadın, varoluşuma ve aslında bu gun burada oluş’uma dair her şeye inat “non serviam” diye cıglıklar atıyor..
hanidir, oyle ya da boyle, bir şekilde bastırdıgım ya da duymazdan geldiğim sesi, şimdi olanca gücüyle kulaklarımı tırmalıyor..
bu son çırpınışları,
kulak vermezsem; hem o kadını, hem de içimde suprizlerle dolu, hoplayıp zıplayan çocugu kaybedeceğim. .

bu aslında, varoluşsal bir anksiyetenin cok daha otesinde bir çırpınma hali..
sığamıyorum ben artık.. 

20 Kasım 2013 Çarşamba

"O".. her ne ise..

varlığımızın bi gerekcesi olmalı hayatta..
ve “O”nu buldugunda, onunla dolup tastıgını hayranlıkla ve şükranla izlemeli,
bunca yıl kaybettiği zamanlara hayıflanıyor olmalı insan..

her akşam yatarken, hayalindeki, benliğindeki o’na ii geceler diyip de kapatmalı sanki gozlerini,
O’ na uyumalı geceleri gozlerini kapadığında,
ve gozunu actığında yine O..
ve O’na uyanmalı sanki her sabah,
"O", her ne ise..
ya da her kimse belki de..