29 Temmuz 2014 Salı

ısırılmış bir elmanın talibi olmak ister miydiniz..!

ankara'da belediye otobuslerine "hayırda yarısanlar derneği" tarafından asılan afişte, "flört yangını" adlı kitap tanıtılıyor ve kitabın önsözünde, "delikanlılar; evleneceğiniz kızın sizden önce başkalarıyla flört yapmasını ve sanki ısırılmış bir elmanın talibi olmak ister miydiniz?" diye soruluyor!!

tuhaf da değil artık çirkin, dahası rezillik..

her fırsatta kadını ısılmış elmaya, perdesiz eve, kahkahalarıyla tahrik eden fahiselere benzeten bu adamlardan, bu kafalara tamah eden, eyvallah diyen, peşinden giden kim varsa tiksiniyorum!

o halde sizin dilinizden konusalım beyler;

11 Temmuz 2014 Cuma

ister insan..

Birini düşünmek istiyorum kuvvetle,
Birine anlatmak, birini dinlemek istiyorum..
Birine sarılmak sonra etiyle kemiğiyle..
Günün herhangi bir saatinde yazmak, aklıma düştüğü an..
Şerefine kaldırmak istiyorum rakı kadehimi,
Şerefine içmek gözünün bebeğine bakarak
yahut gıyabında..
ve fakat, özlemle ve anarak ve gülümseyerek elbette..

14 Mayıs 2014 Çarşamba

"çizmelerimi cıkarayım mı!"

bu acıya ne denir, 
ne yazılabilir ki..

1800lerin ingiltere sinden bahsediyor basbakan, sorumluların hıc bırı elini tasın altına koymuyor, istifa etmek bir yana, madende ölümü mesrulastırmaya calısıyorlar.. 
“bu kadar onursuz, haysiyetsiz ve vicdansız nasıl olunur”u okuyor, izliyoruz 2 gundur..

benım ciğerim yanıyor, içim paramparca,
yarım yamalagım..

“çizmelerimi cıkarayım mı” dıyor madenci kardeşim komur karası gozleri kıpkırmızı, kan kırmızı acı ve korkuyla bezeli..

“çizmelerimi cıkarayım mı”..

11 Mart 2014 Salı

ahh Berkin..

Bu sabah, ben uyurken gitmişsin güzel kardeşim..
Memleket uyurken bakkala gittiğin, dönmediğin, dönemediğin gibi..
Oyle masum, oyle güzel gitmiştin oysa..
Salt ekmeğinin peşinden giden yüzlercesi gibi..

Bir kez daha gülümseyemeden güzel gözlerinle,
Kara gözlerini kaldırıp bize bakamadan,
Sasıramadan memleketin haline,
Derslerinden geçemeden, kalamadan belki..
Sevdalanamadan..
Gittin..

21 Ocak 2014 Salı

büyüdüm..

“büyüyünce babamla evlenicem!” diyen küçük kız çocuklarındandım ben de..
Kulaga cok sıradan geliyor değil mi?
ve, evet, cok sıradan..
cok masum..

ve, evet;
babam, ben henüz 10 yasımdayken evden uzaklaşmaya başlayıp,
ben 12 yaşımdayken, benden sadece dokuz yas büyük bir başka kadınla,
başta annemi belki,
ama özünde benim çocuk ruhumu aldatana kadar da, o kadar masumdu..

16 Ocak 2014 Perşembe

zaman..

zaman diye bir sey hem var, hem yok aslında..
ve hayat hem kısa, hem uzun..
ve yarın..
belki var, belki de yok..
kimbilir..

yaşarken, butun hayatımızın en buyuk acısı sanıyoruz ya başettiklerimizi 
ve “zaman bir geçse!” diyoruz ya, “ah! Bir geçse..!”
işte, tam da o an, tam da aynı yerde belki;
bir başkası butun hayatının en büyük mutluluğunu yaşadığını varsayıyorken, 
ve belki de hakikaten öyle iken, 
o an “zaman dursa!” diye mutluluk çığlıkları ile şükrediyor evrene..
oysa, yelkovan aynı hızla adımlıyor akrebe hep..
ve zaman;  sana, bana, ona hep farklı işliyor..
ama hep içimize işliyor.. 

10 Ocak 2014 Cuma

Güven – me!

“Babana bile güvenmeyeceksin bu hayatta” düsturuyla yetişip,
babana bile güvenemeyeceğini sahiden öğrenmiş olsan da,
ve "kimseye güvenmiyorum zaten" diye oyalarken kendini hala,
tüm bu orta yaş beylenmelerinin arasında,
aslında herkese ve hala güvendiğini farkediyor insan..
yine ve hala ve her seferinde..

güvenmeden yaşayamazsın sanıyorsun çünkü..
ve yasayamazsın da aslında..