29 Kasım 2013 Cuma

non serviam!

içimde bir yerlerde,
bir kadın, varoluşuma ve aslında bu gun burada oluş’uma dair her şeye inat “non serviam” diye cıglıklar atıyor..
hanidir, oyle ya da boyle, bir şekilde bastırdıgım ya da duymazdan geldiğim sesi, şimdi olanca gücüyle kulaklarımı tırmalıyor..
bu son çırpınışları,
kulak vermezsem; hem o kadını, hem de içimde suprizlerle dolu, hoplayıp zıplayan çocugu kaybedeceğim. .

bu aslında, varoluşsal bir anksiyetenin cok daha otesinde bir çırpınma hali..
sığamıyorum ben artık.. 

20 Kasım 2013 Çarşamba

"O".. her ne ise..

varlığımızın bi gerekcesi olmalı hayatta..
ve “O”nu buldugunda, onunla dolup tastıgını hayranlıkla ve şükranla izlemeli,
bunca yıl kaybettiği zamanlara hayıflanıyor olmalı insan..

her akşam yatarken, hayalindeki, benliğindeki o’na ii geceler diyip de kapatmalı sanki gozlerini,
O’ na uyumalı geceleri gozlerini kapadığında,
ve gozunu actığında yine O..
ve O’na uyanmalı sanki her sabah,
"O", her ne ise..
ya da her kimse belki de.. 

9 Ekim 2013 Çarşamba

for not to forget !

"The beauty of a woman is not in the clothes she wears, 
the figure that she carries, 
or the way she combs her hair. 
The beauty of a woman is seen in her eyes, 
because that is the doorway to her heart, 
the place where love resides. 
True beauty in a woman is reflected in her soul. 
It’s the caring that she lovingly gives and the passion that she shows."

— Audrey Hepburn

7 Ekim 2013 Pazartesi

o is oyle olmuyor iste..

Boyle bazen ne ile basedeceğini bilemiyor insan..

Hangisi daha zor, onu da bilemiyor..

Bırakıveriyorsun ya kendini hayata, hani akıversin diye.. 
o iş oyle olmuyor iste.. 
seyirci kalamıyorsun aslında, basrol bicilmisken sana.. 
basroldeyken de dısarıdan bakamıyorsun, 
ne yazık. .

Ya da bırakıverıyorsun ya hayatı, kendince aksın diye, 
hani sen de debisinde tepin dur diye.. 
o iş oyle de olmuyor işte.. 
o zaman da hiç çalışmadığın yerden savruluyorsun, 
hiç beklemediğin, hazırlıksız oldugun yerden, 
yumusak karnından carpıyorsun kayalıklarına.. 
tasın topragına, yasın cigerine, yuregıne karısıyor..

O iş oyle olmuyor işte..

Bu isler bizim bildigimiz gibi olmuyor demek.. 

23 Eylül 2013 Pazartesi

gri..

30lu yaslarına kadar “en kotu karar, kararsızlıktan iyidir” mottosuyla gelince,
insan iyi kotu, yerli yersiz hep bi karar vermek zorunda hissediyor..
cunku aslında belki de bir cogumuz, hatta neredeyse hepimiz belirsizlikten korkuyoruz,
sen korkmuyor musun?
misal,
ben acaip korkuyorum olumden,
mevzusu gectiğinde bile korkuyorum, değil ki onu dusunmek. .
neden? “belirsiz” cunku, ne olacak bilmiyoruz,
ya da hersey biterse diye korkuyoruz belki..
biter mi? 

15 Ağustos 2013 Perşembe

mutfakta biri mi var..


gunlerdir aklımda dolanıyor, orda da çok değil, burda hiç degil, ama nerde..
ve sonunda, evet karar verdim;
mutfagımda mutluyum..
içim sıkıldıgında, hiçbir sey düşünesim gelmediğinde, gücüm kalmadığında, inancımı yitirdiğimde birseylere, yada pek ala mutlu olduğumda, nese doldugumda..
mutfaga giriyorum..
bu oyalanma, bu yalnızlık, o su sesi belki..
hepsi iyi geliyor..
hep iyi geliyor.. 

24 Temmuz 2013 Çarşamba

esyanın tabiatı

evdeki eşyaları değiştirerek başlayabilir misin acaba yeniden..
ya da varolan eşyaların yerleri değiştiğinde değişir mi hayatın..

yani demem o ki;
varolan, sana tanıklık eden eşyaları attığında,
anılarını, yaşanmışlıklarını, tecrubelerini de atabiliyor musun oylece..
silkeleyebiliyor musun umutlarını da balkondan aşagı..

hayatındaki değişikliklere kafa tutabiliyor musun misal esyaların yerini değiştirerek?
reddedebiliyor ya da yok sayabiliyormusun ne varsa canını acıtan..