7 Kasım 2012 Çarşamba

bilsem..

şimdi,
basımı omuz bosluguna güvenle yaslayıp uyumayı hayal ettiğim zamanlarsın sen,
öyle sıkı sıkı kemiklerimi kırarcasına sarılmana bütün hasretim..
bir kemanın yayları arasında ağlayarak gerilen,
en huzunlu makamlardan seçilmiş bir bilmece gibi kazınıyorsun habire zihnime..
ben istemedikçe ben oluyorsun boğazımdaki düğümlerde..
umut bile su serpiyorken yüreğimin kurumuş dallarına,
yeşeriyorsam ben çiçek çiçek gönlüne,
koparma..!

varsın hayat kendi yolundan aksın,
bütün çalı çırpısı, börtü böceği ile yol kenarında..
ben kendi yolumu bulurum kaybolsam da,
yeter ki şu kuytuda tut elimi..
bırakma..!

off..!

bir anlaya bilesem..
bir anlata bilsem..
bir ağlaya bilsem..

anlaya bilsem,
sana da anlatabilirdim oysa adının bendeki anlamını..

ağlaya bilsem,
akardım gözlerimden yüreğinin en derinine uzanıp..

anlata bilsem,
yüreğim gibi ellerimi ellerine, kokunu kokuma iliştirip uyurdum geceler boyunca..

bilsem..
bilsem bi yerlerdesin,
olduguna, varligina inansam,
olsan hakikaten,
geliversen oyle sahici, oyle etten kemikten, oyle ben..
ciksan karsima zamansiz, butun saatlerin zehir zembereklerine inat.. 

o zaman biterdi belki bin yıllık yalnızlığım..
belki..!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder