9 Aralık 2013 Pazartesi

düş..

ıssız bi adaya düşsem istiyorum..
ama öyle paldır küldür değil, tüy iner gibi..

ya da,
ağaçtaki son kurumuş yaprağın, soğuk bir kış sabahı hüzünle düşüşü gibi..

düşsem..

"düş" sem..




6 Aralık 2013 Cuma

salt ve sade..

Bir 'adam'ın tipi, kariyeri, parası ile değil; benim için ne yaptığı, ne yapmaya hazır ve gönüllü olduğu, ben hiçbiryerlere sığamazken, beni hem kolunun altına, hem de yüreğine sığdırmaya ne kadar meyilli olduğu ile ilgileniyorum daha ziyade, ki gerisinin aslında ne kadar gelip geçici ve değersiz olduğunu öğrenecek kadar büyüdüm.. 

yine de, 
hani o gözünden de öte, yüreğinin gördüğü gibi olmuyor ya bazen, 
işte o fena..
hani, her ne sebeple olursa olsun, 
samimiyetini, 
güvenini, 
dahası inancını yitirince fena..

29 Kasım 2013 Cuma

non serviam!

içimde bir yerlerde,
bir kadın, varoluşuma ve aslında bu gun burada oluş’uma dair her şeye inat “non serviam” diye cıglıklar atıyor..
hanidir, oyle ya da boyle, bir şekilde bastırdıgım ya da duymazdan geldiğim sesi, şimdi olanca gücüyle kulaklarımı tırmalıyor..
bu son çırpınışları,
kulak vermezsem; hem o kadını, hem de içimde suprizlerle dolu, hoplayıp zıplayan çocugu kaybedeceğim. .

bu aslında, varoluşsal bir anksiyetenin cok daha otesinde bir çırpınma hali..
sığamıyorum ben artık.. 

20 Kasım 2013 Çarşamba

"O".. her ne ise..

varlığımızın bi gerekcesi olmalı hayatta..
ve “O”nu buldugunda, onunla dolup tastıgını hayranlıkla ve şükranla izlemeli,
bunca yıl kaybettiği zamanlara hayıflanıyor olmalı insan..

her akşam yatarken, hayalindeki, benliğindeki o’na ii geceler diyip de kapatmalı sanki gozlerini,
O’ na uyumalı geceleri gozlerini kapadığında,
ve gozunu actığında yine O..
ve O’na uyanmalı sanki her sabah,
"O", her ne ise..
ya da her kimse belki de.. 

9 Ekim 2013 Çarşamba

for not to forget !

"The beauty of a woman is not in the clothes she wears, 
the figure that she carries, 
or the way she combs her hair. 
The beauty of a woman is seen in her eyes, 
because that is the doorway to her heart, 
the place where love resides. 
True beauty in a woman is reflected in her soul. 
It’s the caring that she lovingly gives and the passion that she shows."

— Audrey Hepburn

7 Ekim 2013 Pazartesi

o is oyle olmuyor iste..

Boyle bazen ne ile basedeceğini bilemiyor insan..

Hangisi daha zor, onu da bilemiyor..

Bırakıveriyorsun ya kendini hayata, hani akıversin diye.. 
o iş oyle olmuyor iste.. 
seyirci kalamıyorsun aslında, basrol bicilmisken sana.. 
basroldeyken de dısarıdan bakamıyorsun, 
ne yazık. .

Ya da bırakıverıyorsun ya hayatı, kendince aksın diye, 
hani sen de debisinde tepin dur diye.. 
o iş oyle de olmuyor işte.. 
o zaman da hiç çalışmadığın yerden savruluyorsun, 
hiç beklemediğin, hazırlıksız oldugun yerden, 
yumusak karnından carpıyorsun kayalıklarına.. 
tasın topragına, yasın cigerine, yuregıne karısıyor..

O iş oyle olmuyor işte..

Bu isler bizim bildigimiz gibi olmuyor demek.. 

23 Eylül 2013 Pazartesi

gri..

30lu yaslarına kadar “en kotu karar, kararsızlıktan iyidir” mottosuyla gelince,
insan iyi kotu, yerli yersiz hep bi karar vermek zorunda hissediyor..
cunku aslında belki de bir cogumuz, hatta neredeyse hepimiz belirsizlikten korkuyoruz,
sen korkmuyor musun?
misal,
ben acaip korkuyorum olumden,
mevzusu gectiğinde bile korkuyorum, değil ki onu dusunmek. .
neden? “belirsiz” cunku, ne olacak bilmiyoruz,
ya da hersey biterse diye korkuyoruz belki..
biter mi? 

15 Ağustos 2013 Perşembe

mutfakta biri mi var..


gunlerdir aklımda dolanıyor, orda da çok değil, burda hiç degil, ama nerde..
ve sonunda, evet karar verdim;
mutfagımda mutluyum..
içim sıkıldıgında, hiçbir sey düşünesim gelmediğinde, gücüm kalmadığında, inancımı yitirdiğimde birseylere, yada pek ala mutlu olduğumda, nese doldugumda..
mutfaga giriyorum..
bu oyalanma, bu yalnızlık, o su sesi belki..
hepsi iyi geliyor..
hep iyi geliyor.. 

24 Temmuz 2013 Çarşamba

esyanın tabiatı

evdeki eşyaları değiştirerek başlayabilir misin acaba yeniden..
ya da varolan eşyaların yerleri değiştiğinde değişir mi hayatın..

yani demem o ki;
varolan, sana tanıklık eden eşyaları attığında,
anılarını, yaşanmışlıklarını, tecrubelerini de atabiliyor musun oylece..
silkeleyebiliyor musun umutlarını da balkondan aşagı..

hayatındaki değişikliklere kafa tutabiliyor musun misal esyaların yerini değiştirerek?
reddedebiliyor ya da yok sayabiliyormusun ne varsa canını acıtan..

19 Temmuz 2013 Cuma

bu yazı dostlara gelsin..

insanlar arası iletişimde bi sorun, bi sıkıntı var hayli zamandır..

asklar da, ilişikiler de ve dostluklar elbette,
hayli sıkıntılı..
tükenmeye, hemencecik tüketilmeye fena halde meyilli..

soyle bir bakıyorum da etrafa,
herkes herkesin hayatının aşkı,
herkes herkesin en yakın arkadası,
dostu, canı, can kardesi.. 

10 Temmuz 2013 Çarşamba

neden sonra..

ve..

uzun zamandır bu kadar iyi hissetmedim kendimi, sanırım gece mis gibi uyudum ondan diye düşünmüştüm.. insan dinlenince daha bi aydınlık bakıyor hayata diye düşünmüştüm bir de.. “aşık mıyım ne, aklım bi karış havada” diye gülümseyerek.. 

dedim ya, iyi uyuduğumdan mı ne, pek bi keyifli uyanmıştım halbuki..

bazen, çok gülünce, ama böyle kahkahalarla ve kalbin sıkışacak, nefes alamayacakmışsın gibi, öyle bir eğlenceyle, durduramayınca kendini, ananem derdi ki, kızdığımı bildiği için artık demiyor, bu kadar gülme ayol, üzüleceksin canın sıkılacak! ne saçma diye düşünürüm hep.. 

çünkü bence ne kadar çok gülerse insan, ne kadar kıkırdarsa hayata, ne kadar flort ederse onunla, o kadar daha güler, bi o kadar daha mutlu olur.. yani, gülmek ağlamak değil, gülmek daha da bi gülmek getirir-di.. 

14 Haziran 2013 Cuma

#direngezi

gezi parkı direnisi 17. Gununde..

bugun gezi parkından alevlenen direniş ateşi,
yurdun ve hatta dunyanın dort bir yanında ses getirmis, destek bulmus ve umut olmustur..

müdahaleler, gaz bombaları, tazyikli sular karsısında onurlu duruşumuzu sürdürürken bir yandan,
hükümet orantısız güç kullanımına, ego savasına, inada ve şiddetine devam ediyor..

bu haksız müdahalelere karsı gözlerim doluyor,
biber gazından değil, sinirden bu sefer.. 

gezi parkı direnisinde karsı tarafta yasanan;
muthis bir inadın, insanın ve insana ait değerleri nasıl ayaklar altına aldığıdır..
yönetimsel bir egonun nasıl bir sinir harbine donustugudur..
artık güvenilirliği yitirmiş bir yönetimin ayak diremesi
tutarsız söylemleri sorgulanmaya baslanmıs bir liderin son cığlıklarıdır..

7 Nisan 2013 Pazar

balık olsak..

'şiir yazıp eskiler alıyorum 
eskiler verip musikiler alıyorum' demiş şair.. 

Ben de o misal, 
kararlar alıyorum, kararlar veriyorum sürekli..
kararlar alıp, uyamayıp mutsuzluklar alıyorum..
mutsuzluklar verip, umutlar almaya zorluyorum..
sonra yine kararlar alıp, kararlar veriyorum kendimce..
PEH..!
bi de uyabilsem keske aldığım kararlara..
– ki iş karar almakla da bitmiyor aslında..

4 Nisan 2013 Perşembe

bahar temizliği

vakit temizlik vaktidir artık..

şimdi battaniyelerimizi sıyırıp üzerimizden,
usulca kalkıp sıcacık korunaklı koltuklarımızdan,
ruhumuzda, bedenimizde, aklımızdaki
ve yüreğimizdeki elbet,
tüm çer çöpten kurtulma vaktidir..

bahar da geldi ya,
vakit temizlik vaktidir..

3 Nisan 2013 Çarşamba

hep bahar..

Hep baharı yazasım var bu aralar..
Sanki içimde ne varsa hep 'bahar'a dair..

belki de kozasından yırtılan bir tırtıl da yüreğim,
öyle yemyeşil,
öyle çiçek böcek uçası var üç günlük kelebek ömründe..

bahar eskiden de bu kadar kısa mıydı,
böyle sürmez miydi gönlümce şimdi hatırlamıyorum..
ama bahar hep hoş gelir, sefa gelir gönlüme.. 

21 Mart 2013 Perşembe

yalandan..

yalnız kalmak mı daha zor,
yoksa inanmadığın bi ilişki içinde durmak mı yalnızlığına inat!

yani,
sırf yalnız kalmayayım, elimi tutan, yanımda duran, birlikte yürüdüğüm biri olsun diye,
ilişki sürdürmek,
birine koşulsuz inanmak, güvenmek, yüreğini açmak doğru mu,
işe yarar mı?
ya da pansuman mı olur bu ancak yaralarına,
ya da “bi yara bandı lazım” kıvamına gelene kadar mıdır tüm bu çaba?

12 Mart 2013 Salı

yol..

yine bahar geldi de,
yine koşasım, gidesim,
yola çıkasım geldi yine..

sanki öylesine,
sanki öyle bi çanta, bi don, bi gömlek gidebilsem,
yola çıkabilsem..
geçecek kara kısın onca yorgunluğu gibi..

hani bahar sanki herşeye iyi gelir gibi
yol da öyle..
hani yol akarken sanki,
yolcu da öylelikle iyileşir gibi bir his bendeki..

8 Mart 2013 Cuma

8 mart - bir başka kadın gerceği

Her gun onlarca çocuk, gözyaşlarıyla gelin olurken ve onlarca kadın töreye, cinayete ve tecavüze kurban giderken,

dahası kadın 3 çocuk ve yeniden yasalaştırılan ve ilk basta kulağa aman pek hos gelse de,
temelde kadını iş hayatından iyiden iyiye silmeye çalışan doğum izinleriyle iş hayatı ve sosyal yaşamdan iyice koparılmaya çalışılırken,

aile planlaması ve doğum kontrol yöntemleri ile ilgili kaynak ve bilgileri arttırmak yerine kürtaj serbestisi kadının elinden alınırken,

bu ülkede kocasının uyguladığı şiddete karşı korunma talep eden kadına, yine bu ülkenin valisi “en kotü ölürsün..!” diyebiliyorken, 
ve hemen akabinde kadın hakikaten kocası tarafından öldürülüyorken,

27 Şubat 2013 Çarşamba

garip..

kendini eksik anlatsan,
yalan yanlış ya da..  
sonraki anlattığın her şey yarım kalacak, eksik kalacak..
sanki öyle bir temelsiz kalacak da,
zelzeleli bi zemine oturacak gibi geliyor hersey..

yok,
kendini bütün duygunla, içtenliğinle ifade etsen,
neyin varsa konuşsan onları,
eteğindeki bütün taşları döksen,
öylece çırılçıplak kalsan insanların karşısında,
öyle bütün bam tellerini göstermişken hem de..
o zaman da hoop yumuşak karnından bi darbe geliveriyor,
nasılsa çırılçıplaksın sen..

30 Ocak 2013 Çarşamba

entrika..

son zamanlarda ilişkilerin de, sevmelerin de,
ve askların bile hatta
kimyası değişti.. .
ya da biyolojik olan bu durumlar, kimyaya merak saldı demek daha doğru belki de..

yani, aslında söylemek istediğim;
ben su ilişkilerin genel işleyişi ile ilgili entrikalar kısmına fena takılıyorum..
birinden mi hoslandın misal,
bırak arama, o arasın;
sana mı yazdı; hemen cevap verme gibi gibi. .