insanlar arası iletişimde bi sorun,
bi sıkıntı var hayli zamandır..
asklar da, ilişikiler de ve
dostluklar elbette,
hayli sıkıntılı..
tükenmeye, hemencecik
tüketilmeye fena halde meyilli..
soyle bir bakıyorum da etrafa,
herkes herkesin hayatının
aşkı,
herkes herkesin en yakın arkadası,
dostu, canı, can kardesi..
bir iki kez dısarı cıkınca, iki
oturup sohbet edince arkadas olduk sanmalar,
olumune kankayız, dahası can
dostuyuz yanılsamaları..
sonra, üç vakte kadar
birbirine girmeler,
sırları ortalara dokmeler,
arkalardan konusmalar..
bam tellerine basmalar ulu
orta..
bi sacmalamalar..
bi tuhaflıklar falan..
oysa dostluk,
belki de saatlerce sessizce
oturabilmektir..
konusmadan anlasabilmek,
anlamasan da anlasabilmek, yanında
durmaktır..
gozunun içine baktıgında göz
yasını saklamamak,
aynı anda aynı seye aynı
tepkiyi vermek, saskınlıkla gozgoze geldiğinde kahkahalara bogulmaktır..
o çagırınca, gel demese bile,
sesinde farkedip çağrısını, koşa koşa yanına varmaktır,
anlamak, anlamasan da yanında
durmak,
saygı duymak, sahip
cıkmaktır..
hesabı kimin ödediğine,
bugun ne giydiğine
takılmamaktır dostluk..
kıskanmamak, kıskanılmamak,
dahası basarısıyla
gururlanmak, mutluguyla cosmaktır..
bos bos durabilmek,
konusmadan durabilmek,
o kadar ki, oylece
uyuyakalmaktır yanında guvenle..
aylaklıktır, serseriliktir, haytalıktır
dostluk..
kızsa da, küsse de yanında
olacağını,
seni üzenlerin dimdik karsısında
duracağını bilmektir..
buna inanmaktır..
ona güvenmektir..
ve hep inandığın gibi olması,
bildiğin gibi kalmasıdır
dostluk..
dostum kalanlara minnetle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder