24 Temmuz 2013 Çarşamba

esyanın tabiatı

evdeki eşyaları değiştirerek başlayabilir misin acaba yeniden..
ya da varolan eşyaların yerleri değiştiğinde değişir mi hayatın..

yani demem o ki;
varolan, sana tanıklık eden eşyaları attığında,
anılarını, yaşanmışlıklarını, tecrubelerini de atabiliyor musun oylece..
silkeleyebiliyor musun umutlarını da balkondan aşagı..

hayatındaki değişikliklere kafa tutabiliyor musun misal esyaların yerini değiştirerek?
reddedebiliyor ya da yok sayabiliyormusun ne varsa canını acıtan..

19 Temmuz 2013 Cuma

bu yazı dostlara gelsin..

insanlar arası iletişimde bi sorun, bi sıkıntı var hayli zamandır..

asklar da, ilişikiler de ve dostluklar elbette,
hayli sıkıntılı..
tükenmeye, hemencecik tüketilmeye fena halde meyilli..

soyle bir bakıyorum da etrafa,
herkes herkesin hayatının aşkı,
herkes herkesin en yakın arkadası,
dostu, canı, can kardesi.. 

10 Temmuz 2013 Çarşamba

neden sonra..

ve..

uzun zamandır bu kadar iyi hissetmedim kendimi, sanırım gece mis gibi uyudum ondan diye düşünmüştüm.. insan dinlenince daha bi aydınlık bakıyor hayata diye düşünmüştüm bir de.. “aşık mıyım ne, aklım bi karış havada” diye gülümseyerek.. 

dedim ya, iyi uyuduğumdan mı ne, pek bi keyifli uyanmıştım halbuki..

bazen, çok gülünce, ama böyle kahkahalarla ve kalbin sıkışacak, nefes alamayacakmışsın gibi, öyle bir eğlenceyle, durduramayınca kendini, ananem derdi ki, kızdığımı bildiği için artık demiyor, bu kadar gülme ayol, üzüleceksin canın sıkılacak! ne saçma diye düşünürüm hep.. 

çünkü bence ne kadar çok gülerse insan, ne kadar kıkırdarsa hayata, ne kadar flort ederse onunla, o kadar daha güler, bi o kadar daha mutlu olur.. yani, gülmek ağlamak değil, gülmek daha da bi gülmek getirir-di..