6 Aralık 2013 Cuma

salt ve sade..

Bir 'adam'ın tipi, kariyeri, parası ile değil; benim için ne yaptığı, ne yapmaya hazır ve gönüllü olduğu, ben hiçbiryerlere sığamazken, beni hem kolunun altına, hem de yüreğine sığdırmaya ne kadar meyilli olduğu ile ilgileniyorum daha ziyade, ki gerisinin aslında ne kadar gelip geçici ve değersiz olduğunu öğrenecek kadar büyüdüm.. 

yine de, 
hani o gözünden de öte, yüreğinin gördüğü gibi olmuyor ya bazen, 
işte o fena..
hani, her ne sebeple olursa olsun, 
samimiyetini, 
güvenini, 
dahası inancını yitirince fena..


zira, 
o kadar 5 yaşında çocuk yüreği ile küsüyorsun ki hayata,
başını masanın üzerine kollarınla kapatıp, öyle saatlerce hüngür hüngür ağlasan, 
kimse duymayacak, kimsenin umuru olmayacak gibi.. 

oysa, 
beynimle, yüreğimle, ruhumla, bedenimle, tenimle seviyorum ben..
hiç hesapsız, plansız..
tüm kadınsal kapris ve entrikalardan uzak.. 

ve günün sonunda en önemlisi, 
sadece,
huzurla, güven duyarak sevmek, 
gözünün içine bakılarak sevilmek..
salt ve sade..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder