eskiden şenliklerle karşılar, şenliklerle kutlardım doğum günümü..
sistemin dayatması ve para tuzagı olarak
gordugum sevgililer gunu, tırı vırı gunu gibi seyleri hayatım boyunca
kutlamadım zaten de, dogumgunu salt ve sade benim oldugundan, oyle sever, oyle
dibine kadar sımarır, oyle kutlardım..
bu sene, ve bir süredir, öyle bile değil..
yaşlanmak da değil bu, yaş almaktan da değil sanıldığı gibi.. ya tükettik, ya yorulduk, ya da belki de komple değiştirebilmeyi başardık tam da istediğimiz gibi hayata bakmak istediğimiz, durmak istediğimiz yeri..
dun de misal, evde ikea dan aldığım şifonyeri
kurmaya calısırken gecirdim dogumgunumu ve gece işim bittikten
sonra, oturup acık cayımı içtim her zamanki pencerenin kıyısında..
ve tam da o anda anlıyorsun ki;
gecenin 10unda kan ter icinde tez bitirmisken
isini gucunu ve hala ortaligi temizleme derdindeyken, eve pasta gonderen bi
kardesi varsa insanin, o zaman anlamlaniyor dogumgunu dedikleri..
yegeni, cani, prensesi playdohtan pasta yapip
videosunu "iyiki dogdun hala" diye gonderiyorsa ozel hale geliyor..
bi gun oncesinde sehrin dort yanindan
arkadaslarin yemek hazirlamissa sana elleriyle, birsey ifade ediyor..
gun icinde beceriksizliginden(!) degil, telefona
cevap vermekten 5 saatte kurabiliyorsan sifonyeri,
iste o zaman birsey ifade ediyor dogumgunu dedikleri..
yoksa, ben oylece oturuyorum ayni pencerenin kenarinda ve oylesine bir
gun gecip gidiyor hayatindan.. ve fakat tam da bunlar anlamlandiriyor, ne güzel..
"ne güzel!" diyorsun sen bir tek..
gülümseyerek evrene..
hayatima giren herkese, yasanmis herseye..
tesekkurler!
büyüyorum sizinle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder