1 Haziran 2012 Cuma

yazamadım..

“Kadınlar susarak gider” diye birsey okudum gecen gün..

Evet, öyle sanırım..

Kadın susarak gidiyor galiba..

Yani konuşuyorsa kadın, ilişkisi ile ilgili derdini anlatıyor, çare peşinde koşuyorsa, kavga ediyorsa, neden diyorsa, şikayet ediyorsa olup bitenden yana, çözüm arıyorsa, konuşmaya, iletişim kurmaya, düzeltmeye çalışıyorsa;
aşkına, sevdasına sahip çıkıyorsa hala, bunu iyi okumak, iyi anlamak lazım..

Kadının; "lütfen elimi sıkı sıkı tut, bırakma" çırpınışları vardır bunun altında, "parmaklarının arasından kayıp gidiyorum, n’oolur beni daha sıkı tut" vardır, "lütfen sen de önemsediğini göster ve hadi “biz”e sahip çıkalım" çığlıkları vardır tüm bu şikayetlerin, ‘dırdır’ ın altında..

Tüm bu çaba, tüm bu şikayetler, konusalım, halledelim, düzeltelim gayreti, tüm bu çırpınışlar, bu sessiz çığlıklar bittiği gün artik, kadın çoktan gitmiştir o ilişkiden..
  
ve iste tam da inancı tükendiğinde
inadı, umudu sona erdiğinde
konuşacak, söyleyecek tek birsey bulamadığında
tüm kelimeler, noktalar, ünlemler kifayetsiz kaldığında
soru işaretine bile yer olmadığında
değersizleştiğinde
yabancılaştığında
artik hem kendinden, hem bu ilişkiden ümidi kestiğinde susar kadın..

Ben de sustum..

öylece kalakaldım ve sustum..

Konuşamadım..
yazamadım bile hatta..

yazamadım..
bilemedim ne demeli..
bildiğim, inandığım her şeyi unuttum.. 

yazamadım..
sanki yazarsam gerçek olacak gibi,
her ne varsa bize dair, 
hepsiyle hem de yüksek süratle kafa kafaya carpısıcam gibi..

yazamadım..
beklemediğim bi sancı duydum içimde.. 
yüreğim düğümlendi..
içim düğüm düğümken, çözemedim başka düğümleri..

yazamadım..
kabul edemedim belki de..
inanamadım ya da..
yediremedim belki..
yalnız kalmak mı,
yoksa yenilmiş olmak mı koydu daha çok bilmiyorum..

yazamadım..

yazarsam daha çok öfkelenirim sandım,
bağırıp çağırır, geriye kalan herseyı yakar yıkarım sandım..
öfkeme hakım olamam, sonra bu yangını gözyaşımla bile söndüremem sandım..
yazarsam çok ağlarım, daha da acır yüreğim sandım..
yazarsam gerçek olur her sey, iyice kanar yaralarım sandım..
nefesim kesilir, bunu kaldıramam, yapamam sandım..

öyle olmadı..

meğer en güçsüzüm, düştüm düşüyorum dediğin anda bile, hiç birsey bulamazsan kendine sarılıyormuşsun..
meğer sen ağlarken, kırık bir tebessüm bile yerleşebiliyormuş yüzüne..
meğer için kanarken bile ayakta durabiliyor, dahası gülümseyebiliyormuşsun..
meğer yurek acısı öldürmüyormuş..

meğer yanılsan da, 
yenilsen de ayakta kalıyormussun.. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder